Fen Dersleri

Çicek

 

 

ÇİÇEĞİN KISIMLARI

ÇİÇEĞİN KISIMLARI:
Yüksek yapılı bitkilerin üreme organına çiçek denir. Çiçekler, uzunlukları farklı bir sapın ucunda ve bir eksen etrafında iç içe geçmiş birkaç bölümden oluşur. Bunlar:

1- Çiçek sapı 2- Çiçek tablası 3- Çanak yaprak
4- Taç yaprak 5- Erkek organ 6- Dişi organ
• Tam Çiçek: Bir çiçekte yukarıda saydığımız kısımların hepsi varsa buna tam çiçek denir.
• Eksik Çiçek: Erkek ya da dişi organdan yalnızca birini bulunduran çiçektir.
• Erselik Çiçek: Erkek ve dişi organların ikisini birden bulunduran çiçektir.

1- Çiçek Sapı: Çiçeği dala bağlayan kısımdır.
2- Çiçek Tablası: Çiçek sapının ucundaki genişlemiş kısımdır. Çanak yaprak, taç yaprak, erkek ve dişi organlar çiçek tablasına yerleşmiştir.
3- Çanak Yapraklar: Çiçeğin en dışında yer alan, yeşil renkli kısım olup, yaprağa benzer. Görevi, çiçeğin iç kısmını dış etkilerden korumaktır. Bazı bitkilerde fotosentez yapabilir.
4- Taç Yaprak: Çanak yapraktan sonra gelen, değişik renklerde olabilen kısımdır. Taç yaprakların dip kısımlarında lezzetli ve güzel kokulu salgı salgılayan hücreler bulunur.
5- Erkek Organ: Taç yaprakların iç kısmında, bir ya da birkaç daire üzerinde sıralanmış organlardır. Yapısı bir toplu iğneye benzer.
Bir erkek organda iki kısım vardır. Bunlar: 1- Sapçık 2- Başçık’tır.

Sapçıkların uç kısımlarında bulunan başçıklar, yan yana dört keseden oluşur. Bu keseler içinde, erkek üreme hücresi olan çiçek tozları (polen) bulunur. Başçık olgunlaşınca, keseler çatlar ve içindeki polenler çevreye dağılır.
6- Dişi Organ: Çiçeğin tam orta kısmında yer alır. Küçük bir sürahiye benzer. Üç bölümde incelenebilir:
1- Tepecik: Dişicik borusunun yassılaşmış üst kısmıdır. Tepecik, pürüzlü görünümlü olup, nemli ve yapışkan bir salgı salgılar. Böylece, tepecik üzerine gelen çiçek tozlarının burada tutulması sağlanır.
2- Dişicik Borusu: Yumurtalıktan yukarı doğru uzanan kısımdır.

3- Yumurtalık: Dişi organın alt kısmında bulunan şişkin kısımdır. Dişi organın üreme hücresi olan yumurta, yumurtalıktaki tohum taslağı içindedir.

Çiçek ve yapısı

Çiçekli bir bitkide üreme

 

Çiçek. Yüksek yapılı bitkilerin üreme organıdır. Çiçeğin yapısında; çanak yapraklar, taç yapraklar, erkek organ ve dişi organ bulunur.
Çanak yaprak, taç yaprak, erkek organ ve dişi organın hepsini taşıyan çiçeğe, tam çiçek denir. Çiçekli bitlilerin bir bölümünde erkek organ ve dişi organdan biri bulunmaz. Eğer erkek organ yoksa bu çiçeğe, dişi çiçek denir. Çiçekte yalnız erkek organ bulunursa, bu çiçeğe erkek çiçek denir. Çiçekte bulunan çiçek sapı, çiçeği bitkinin dalına bağlar. Çiçek sapının ucunda ise çiçek tablası bulunur.

 

Tam Çiçek: Bir çiçekte yukarıda saydığımız kısımların hepsi varsa buna tam çiçek denir.
• Eksik Çiçek: Erkek ya da dişi organdan yalnızca birini bulunduran çiçektir.
• Erselik Çiçek: Erkek ve dişi organların ikisini birden bulunduran çiçektir.


Çiçeğin bölümleri:

1.Çanak yaprak: Çiçeğin en dış bölümündeki yeşil yapraklardır. Yapısı normal yaprağa benzer. Tomurcuğu dıştan örter. Bu yapraklar çiçeği korur.
2.Taç yaprak: Çiçeğin dıştan ikinci bölümünü oluşturur. Değişik renklerde olabilir. Taç yaprakların renkleri ve çiçekten salgılanan bal özü böceklerin ilgisini çeker. Bu nedenle çiçeğe konan böcekler tozlaşmayı sağlar. Taç yaprakların renkli oluşu bu açıdan önemlidir.
3.Erkek organ: Bir çiçekte çok sayıda erkek organ bulunabilir. İki bölümden oluşur. Bunlar sapçık ve başçıktır. Sapçık bölümü, başçık bölümünü çiçeğe bağlar. Başçık bölümü dört kesecikten oluşur. Bu keseciklere, polen (çiçek tozu) keseleri de denir. Polen çiçekteki erkek üreme hücreleridir. Polenler olgunlaşınca polen keseleri patlar ve olgunlaşmış polenler çevreye yayılır.

4.Dişi organ: Çiçeğin en iç bölümünde bulunur. Kaba bir sürahiye benzer. Dişi organ, dişicik tepesi, dişicik borusu ve yumurtalıktan (ovaryum) oluşur. Dişicik tepesi nemli ve yapışkan durumdadır. Polenler dişicik tepesine yapışarak burada çimlenir. Dişicik tepesi ile ovaryum arasındaki bölüme ise dişicik borusu denir. Dişicik borusu çimlenen polenin ovaryuma ulaşmasını sağlar. Yumurtalık ise en alttaki şişkin bölümdür. Burada yumurta hücresi bulunur.

ÇİÇEĞİN KISIMLARI

ÇİÇEĞİN KISIMLARI:
Yüksek yapılı bitkilerin üreme organına çiçek denir. Çiçekler, uzunlukları farklı bir sapın ucunda ve bir eksen etrafında iç içe geçmiş birkaç bölümden oluşur. Bunlar:

1- Çiçek sapı 2- Çiçek tablası 3- Çanak yaprak
4- Taç yaprak 5- Erkek organ 6- Dişi organ
• Tam Çiçek: Bir çiçekte yukarıda saydığımız kısımların hepsi varsa buna tam çiçek denir.
• Eksik Çiçek: Erkek ya da dişi organdan yalnızca birini bulunduran çiçektir.
• Erselik Çiçek: Erkek ve dişi organların ikisini birden bulunduran çiçektir.

1- Çiçek Sapı: Çiçeği dala bağlayan kısımdır.
2- Çiçek Tablası: Çiçek sapının ucundaki genişlemiş kısımdır. Çanak yaprak, taç yaprak, erkek ve dişi organlar çiçek tablasına yerleşmiştir.
3- Çanak Yapraklar: Çiçeğin en dışında yer alan, yeşil renkli kısım olup, yaprağa benzer. Görevi, çiçeğin iç kısmını dış etkilerden korumaktır. Bazı bitkilerde fotosentez yapabilir.
4- Taç Yaprak: Çanak yapraktan sonra gelen, değişik renklerde olabilen kısımdır. Taç yaprakların dip kısımlarında lezzetli ve güzel kokulu salgı salgılayan hücreler bulunur.
5- Erkek Organ: Taç yaprakların iç kısmında, bir ya da birkaç daire üzerinde sıralanmış organlardır. Yapısı bir toplu iğneye benzer.
Bir erkek organda iki kısım vardır. Bunlar: 1- Sapçık 2- Başçık’tır.

Sapçıkların uç kısımlarında bulunan başçıklar, yan yana dört keseden oluşur. Bu keseler içinde, erkek üreme hücresi olan çiçek tozları (polen) bulunur. Başçık olgunlaşınca, keseler çatlar ve içindeki polenler çevreye dağılır.
6- Dişi Organ: Çiçeğin tam orta kısmında yer alır. Küçük bir sürahiye benzer. Üç bölümde incelenebilir:
1- Tepecik: Dişicik borusunun yassılaşmış üst kısmıdır. Tepecik, pürüzlü görünümlü olup, nemli ve yapışkan bir salgı salgılar. Böylece, tepecik üzerine gelen çiçek tozlarının burada tutulması sağlanır.
2- Dişicik Borusu: Yumurtalıktan yukarı doğru uzanan kısımdır.

3- Yumurtalık: Dişi organın alt kısmında bulunan şişkin kısımdır. Dişi organın üreme hücresi olan yumurta, yumurtalıktaki tohum taslağı içindedir.


Hangi Renklerde Fotosentez Daha Fazla Olur?

Hangi Renklerde Fotosentez Daha Fazla Olur?

Engelmann Deneyi

Her iki klorofil-a ve klorofil-b'de en yüksek ışık emilimi, mavi-mor ve kımızı ışınlar bölgesinde olmaktadır. Bu durumu Theodore ENGELMANN (Teodor Engelman) 1883'te yaptığı alg deneyinde gözlemiştir.
ENGELMANN görünen ışığı bir prizmadan geçirerek (kırmızı, sarı, turuncu, mor, yeşil, mavi ışınlar) yeşil bir alg üzerine düşürmüştür. Bu deneyde, fotosentezin hızını ölçebilmek için oksijen seven bakterileri kullanmış ve deney sonunda bakterilerin en fazla mavi, mor, daha sonra da kırmızı ışınların alg üzerine düştüğü bölgelerde çoğaldığını görmüştür. Bakterilerin bu bölgelerde toplan­maları, oksijenin fazla üretildiğini dolayısıyla fotosentezin hızlı olduğunu gösterir.
 

 

 

 

ÇİÇEKLİ BİTKİLER
ÇİÇEKLİ BİTKİLER
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
            Bitkiler de tüm canlılar gibi beslenir, gelişir ve ürerler. Çiçekli bitkilerin üreme organları çiçektir. Çiçekli bitkilerde üreme eşeyli olarak gerçekleşir. Tohum ilerde gelişecek olan bitkinin küçük bir taslağını yani embriyonu taşır. Çiçekli bitkilere aynı zamanda tohumlu bitkiler de denir.
ÇİÇEKLİ BİTKİLER
ÇİÇEKSİZ BİTKİLER
1 – Üreme organı olan çiçek vardır.
1 – Çiçekleri yoktur.
2 – Kök, gövde ve yaprakları vardır.
2 – Kök, gövde ve yaprakları yoktur veya iyi gelişmemiştir.
3 – Gövde ve yapraklarında iletim boruları vardır.
3 – Eğrelti otu hariç iletim boruları yoktur.
4 – Eşeyli üreme ile çoğalırlar.
4 – Eşeyli ve eşeysiz olarak çoğalırlar.
Tablo-1: Çiçekli bitkiler ile çiçeksiz bitkiler arasındaki farklar
 
Tohumlarına göre iki gruba ayrılır.
1)     Açık Tohumlular
2)     Kapalı Tohumlular
1)     AÇIK TOHUMLULAR
            Açık tohumlulara kozalaklılar da denir. Çünkü meyveleri kozalak şeklindedir. Tohumları meyvenin içinde saklı olmayıp, kozalak pulları üzerinde bulunan odunsu bitkilerdir. Odunsu bitki olduğu için düzenli iletim demetleri ve kambiyum vardır. Çok yıllıktırlar. Her zaman yeşildirler ve çoğu iğne yapraklıdır. Ormanları oluşturan ağaçların başında iğne yapraklılar gelir. İğne yapraklı olanları çiçek tozu üretir ve tohumların kozalaklarında taşır. Açık tohumlulara şu bitkileri örnek verebiliriz;
            Köknar, ladin, ardıç en tanıdığımızı ise çamdır.sürekli karşılaştığımız çam ağaçlarından faydalanarak açık tohumluları anlatalım.
            Türlerin çoğunda gövde kabuğu kalın, pürüzlü ve çatlaktır. Çam ağaçlarının yapraklarında ikiden fazla çenek bulunur. Genç çamların tacı genellikle konik, dalları yatay ve çevreli olabilirler. Bu tür bitkiler kuraklığa dayanıklı olmakla birlikte iyi gelişip çoğalabilmeleri için temiz hava ve bol ışığa ihtiyaç duyarlar.
            Çoğalmaları ise; aynı ağaçta hem erkek hem de dişi kozalak bulunur. Erkek kozalaklar her biri iki çiçek tozu kesesi taşıyan çok sayıda verimli puldan oluşur. Dişi kozalaklarda her biri iki tane tohum taslağı taşıyan bir pulun altına yerleşmiş, sarmal dizilişli çok sayıda yaprak benzeri yapı vardır. Baharda ya da yaz başında çiçek tozu keselerindeki uzunlamasına yarıklardan çıkan çiçek tozları havada uçuşur. Havada uçuşan çiçek tozları dişi kozalakları pullarında birine konduğunda üreme süreci başlar. Çiçek tozu burada çimlenerek tohum taslağına doğru bir borucuk uzatır. Bu borucuğun içinde aşağıya doğru hareket eden spermalardan biri yumurta hücresini döller. Döllenmiş yumurta hücresinden tohum gelişir. Oluşan kanatlı tohumlar rüzgarda kolayca uçuşarak çevreye dağılırlar., toprağa düşüp uygun koşulları buldukları zaman çimlenmeye başlar ve kısa sürede genç bir bitki oluşur.
 
2)     KAPALI TOHUMLULAR
            Bu bölümü oluşturan bitkiler en yaygın kara bitkileridir. Açık tohumlu bitkilerden farklı olarak, kapalı tohumluların tohum taslakları etli bir yumurtalığın içinde gelişir. Kapalı tohumluların üreme organları çiçekleridir. İğne yapraklılar genellikle rüzgarla tozlaşmalarına karşılık kapalı tohumlular tozlaşabilmek için bal özü taşıyan göz alıcı çiçekleriyle, böcekleri kendilerine çekerler. Çiçekler döllendikten sonra, tohum taslakları tohuma, yumurta meyveye dönüşür. Tohum meyvenin içinde bulunur.
            Kapalı tohumlular tek çenekli ve çift çenekli olmak üzere ikiye ayrılır: Aşağıdaki tabloda özellikleri görülmektedir.  
  
TEK ÇENEKLİLER
ÇİFT ÇENEKLİLER
1) Otsu bitkilerdir.
1) Genellikle odunsu bitkilerdir.
2) Yaprakları ince, uzun, şerit şeklindedir.
2) Yaprakları geniş parçalıdır.
3) Yaprakları paralel damarlıdır.
3) Yaprakları ağsı damarlıdır.
4) Tohumda tek çenek bulunur.
4)Tohumda çift çenek bulunur.
5) Kambiyum yoktur.
5) Kambiyum bulunur. (çok yıllıklarda)
6) İletim demetleri düzensizdir.
6) İletim demetleri düzenlidir.
7) Kökleri saçak köktür.
7) Kazık kök ve yan köklerden oluşur.
8) Gövdeleri incedir.
8) Gövdeleri kalındır.
9) Örneğin;Buğday, mısır, soğanlı bitkiler
9) Örneğin; Fasulye, elma, armut
Tablo-2: Tek çenekli ve çift çenekli bitkilerin özellikleri
 
 
ÇİÇEK VE YAPISI
             Çiçek, tohumlar vasıtasıyla yeni bireylerin oluşmasını ve bitkinin devamını sağlar.
          Tam bir çiçekte; çiçek sapı, çiçek tablası, çanak yaprak, taç yaprak, erkek ve dişi organlar vardır. Çiçek sapı çiçeği dala bağlar, çanak yaprak, taç yaprak, erkek ve dişi organlar dıştan içe doğru sırayla dört halka şeklinde çiçek tablası üzerine dizilirler.
             Çanak yaprak: Genelde yeşil renklidir. Çiçeğin en dış kısmını oluşturur.Çiçek tomurcuk halindeyken çiçeği korur.
            Taç yaprak: Çiçeğin renkli ve kokulu kısmıdır. Tozlaşmada böcekleri çekerek bitkinin çoğalmasında önemli rol oynar.
             Erkek organ: İpçik denilen bir sap ile başçık denilen şişkin bir kısımdan meydana gelmiştir. Başçıkta, içinde erkek üreme hücreleri (polen) bulunan çiçek tozu keseleri bulunur. Polenler olgunlaşınca keseler çatlar ve polenler etrafa yayılır.
          Dişi organ: Yumurtalık, dişicik borusu ve tepecik olmak üzere üç kısımdan oluşur. Yumurtalıkta çok sayıda dişi üreme hücresi (yumurta) bulunur. Dişicik borusu, tepeciği yumurtalığa bağlayan dar kısımdır. Tepecikte çiçek tozlarının yapışmasını sağlayan yapışkan bir sıvı bulunur.
          Erkek ve dişi organı bir arada  bulunduran bitkilere “bir evcikli” , erkek ve dişi organları ayrı bulunduran bitkilere de “iki evcikli” bitki denir. Meşe, mısır, çam, kestane ve fındık bir evcikli, söğüt, antep fıstığı, kenevir ve kavak iki evcikli bitkilerdir.
 
 

TOZLAŞMA
 
     Bitkide çiçeğin görevi tozlaşma yoluyla bitkinin çoğalmasını sağlamaktır. Bir çiçeğin erkek organından serbest kalan polenlerin diğer çiçeğin dişi organının tepeciğine ulaşması ve burada yeni bitki tohumlarının oluşması olayıdır. Tozlaşma olayında etkili faktörler şunlardır:
    
1.Rüzgar: Polenlerin taşınması rüzgarla sağlanır. Kullanışlı ve sık görülen bir tozlaşma çeşidi değildir.
     2.Böcekler: Polenlerin arılar, sinekler ve benzer böcekler tarafından taşınması. Yaygın olan tozlaşma şeklidir. Çiçeğin güzel kokusu, güzel ve parlak görünümü ve salgıladığı şekerli maddeler böceklerin dikkatini çeker. Çiçeğin üzerine gelen böceklerin ayaklarına yapışan polenler böceğin diğer çiçeklere konmasıyla oralara taşınmış olurlar.
     3.Kendi kendine tozlaşma: Aynı çiçeğin erkek organındaki polenlerin dişi organına ulaşması sonucu meydana gelen tozlaşma şeklidir.
     Çiçekte döllenme sonucunda tohum oluşur ve bu tohumun etrafının yumurtalıkla çevrilmesi sonucu meyve oluşur. Tohumun toprakta çimlenmesiyle yeni bitkiler oluşmuş olur.
ÇİMLENME
 
            Tohum içinde embriyo ve besin maddesi bulunan yapıdır. Tohumdan bitki kökünün, gövdesinin ve yaprak ve çiçeklerin oluşmasına çimlenme denir.
            Tohum çimlenirken gerekli besini çeneklerden alır. Tohumun çimlenebilmesi için uygun sıcaklık ve hava gerekir.
            Çimlenme esnasında tohumun yapısındaki besin kullanılır ve böylece yeni bir bitki oluşur.
 
 
 
MEYVE
 
            Meyve sadece, çiçekli bitkilere özgü bir üründür. Çiçek tozunun yumurtalığa erişerek yumurtayı aşılamasıyla birlikte hücresel çoğalma başlar. Yumurtalık yavaş yavaş şişer ve sonunda meyve halini alır. Tüm meyveleri beslemekte olan özsu meyveye de erişir. Özsu, olmakta olan meyveyi besler ve renklendirir. Meyveyi tatlılaştıran da özsudur.
            Meyveleri oluşumuna göre gruplandırırız.
           Meyve sadece dişi organın yumurtalık dokuları tarafından meydana getirilirse bunlara gerçek meyve denir. Örneğin; şeftali, kayısı, üzüm.
            Yumurtalıkla birlikte çiçek tablası, taç ve çenek yapraklar beraberce gelişerek meyve oluşturuluyorsa bunlara yalancı meyve denir. Örneğin; Çilek, elma, armut.
            Dir tane dişi organdan meydana gelen meyvelere basit meyve denir. Örneğin; Kiraz, erik, elma.
            Birkaç tane dişi organdan meydana gelen meyvelere ise bileşik meyve denir. Örneğin; Ahududu, böğürtlen.
            Ceviz, fındık, kestane gibi bitkilerin meyveleri zamanla sertleşip kurur. Tohumları yenilen bu meyvelere kuru meyve denir.

ÖNEMLİ BİTKİ ÖRNEKLERİNİN TOPLANMASI VE KOLEKSİYONLARIN YAPILMASI

ÖNEMLİ BİTKİ ÖRNEKLERİNİN TOPLANMASI VE KOLEKSİYONLARIN YAPILMASI



Bitkiler hakkında edinilecek bilgiler, uygulamalarla sağlamlaştırılabilir. Bunun için ya bir bitki bahçesine ya da bitki örneklerine gerek vardır. İçinde çok çeşitli bitkilerin yetiştirildiği bir bahçe kolay bulunamayacağına göre bitki örnekleri bulunup, onlar üzerinde çalışma yapmak gerekiyor. Bulunan örneklere daha sonraki yıllarda yenilerini katarak, bunları uzun süre saklamak ve koleksiyon haline getirmek daha yararlı bir çalışma olacaktır. Bitki koleksiyonları, belli kuralla gerekli işlemler göz önünde tutularak hazırlanırsa, yurt bitkilerinin tanınmasında yardımcı olabilir.
Bu kısımda yukarıdaki amaçlar göz önüne alınarak, çeşitli bitkilerin adlandırılmaya hazır bir koleksiyon durumuna nasıl getirileceği işlenecektir. Bu arada bitkilerin toplanma şekilleri ve uygulanabilecek işlemler anlatılacaktır.
Temel özelliklerini yitirmeden kurutularak, kağıt üzerine tutturulan ve çoğu zaman bilimsel akaçlar için kullanılmak üzere saklanılan bitkiler koleksiyonuna HERBERİUM denir.


BİTKİLERİ TOPLAMA VE KURUTMA

Araç ve gereçler:


1- Bitki toplama dosyası ( 24-42 cm boyutlarında )
2- Toplama kutusu ya da torbası ( Omuza asılabilecek şekilde, kapaklı teneke kutukular ya da elde taşınabilecek naylon torbalar )
3- Kurutma ya da gazete kağıdı ( 28-42 cm boyutlarında ve çok sayıda )
4- Bitki kurutma presi ( 28-42 cm boyutlarında madeni iki levha olabileceği gibi tahta da olabilir )
5- Küçük kürek, bel, kazma, çapa ( Bunlardan biri bulunursa köklü, yumrulu ve soğanlı bitki gövdeli bitkilerin topraktan çıkarılması kolaylaşır )
6- Çakı ya da bağcı makası ( Kalın gövde ve dalları kesmekte kullanılır )
7- Öteki araçlar ( Not defteri, toplu iğne, büyüteç, pusula, gezilen yerin haritası ve bitkileri tanımak için anahtar kitaplar )


TOPLAMADA DİKKAT EDİLECEK KURALLAR


a-Gezilen yerdeki bitkilerin hepsinden çok sayıda alınmalıdır
b-Toplanan bitkilerde kök, gövde, yaprak, çiçek tam olarak; sporlu bitkilerde de üreme organlarının tam olarak bulunması gerekir.
c- Toplanan bitkilerin iyi gelişmiş olmaları gerekir. Böcekler tarafından yenmiş, hastalıklı, iyi gelişmemiş bitkiyi tam olarak belirtmeyen örnekler alınmamalıdır.


GENEL AÇIKLAMA


Bitki toplamaya en uygun zaman gündüzdür. Yağmurdan hemen sonraki saatler toplamaya uygun değildir. Diz boyuna kadar olan bitkiler, kök, soğan, yumru gibi toprak alttı organlarıyla birlikte toplanmalıdır. Daha uzun boylu olanların çiçek ve yaprak taşıyan kısımları alınır. Eğer bitkiler kurutma kağıdına sımayacak kadar uzunsa, bir ya da bir kaç yerinden kıvrılarak kurutma kağıdına yerleştirilebilir. Çalı, ağaççık ve ağaçların yaprak, çiçek taşıyan dalları alınmalıdır. Çok büyük ağaçların çiçekleri ve yaprakları ayrı ayrı kurutulur. Çiğdem, safran gibi çiçek ve yaprakları aynı mevsimde açmayan bitkiler ayrı zamanlarda toplanır. Asalak bitkiler konakları ile dikkatlice alını, onlarla kurutulmalıdır. Çok kalın olan kök, yumru ve soğanlar ortalarından ikiye ayrılarak alınırlar. Bitkiler preslere yerleştirilinceye kadar toplama kutusunda veya torbasında saklanabilir. Nazik bitkiler bunlar içinde çabuk bozulacağından, toplama dosyalarında saklanılmaları daha uygun olur. Toplanan her bitki gazete veya kolay nem çeken bir kağıdın arasına konur. Bu kağıt, içindeki ile toplama kutusuna alınır. Üzerine bir iki gazete yerleştirilir. İkinci toplanan bitki aynı şekilde yerleştirme kağıdı arasında, dosyadaki birinci bitkinin üzerine konur. Böylece üçüncü, dördüncü bitkiler birbirini izleyerek toplama dosyasına alınır.


BİTKİLER HAKKINDA NOT ALMA


Bitki toplama dosyasına yerleştirilmiş olan her bitkinin yanına aşağıdaki notları toplayan bir not konulmalıdır:

1-Bitkinin bulunduğu yer : Köy, dağ, tepe, vadi, vb
2-Bitkinin yetiştiği yer : Ormanlık, çalılık, nehir kenarı, kayalık, iklim özellikleri vb
3-Denizde yükseklik : Toplamanın yapıldığı yerin çeşitli ağaçlarla ölçülen yüksekliği ya da tahmini yüksekliği
4-Tarih : Bitkinin toplandığı tarih
5-Bitki kuruyunca kaybolacak özellikler: Çiçek rengi ve bitkinin ağaç, çalı olduğu
6-Toplayanın adı ve soyadı




KURUTMA

Bitkilerin buruşmaması ve doğal durumlarını yitirmemesi için sıkıştırılarak yassı bir şekilde kurutulmaları gerekir. Toplama dosyasında getirilen bitkiler, hemen presleri konulmalıdır. Kurutma preslerine yerleştirme işi toplama dosyasında anlatıldığı gibi yapılmalıdır. Örnekler arasına biraz daha fazla gazete kağıdı koymak iyi olur. Preslere konulan örnekler birer birer elden geçirilerek, katlanmış veya üst üste gelmiş duruşlar düzeltilmelidir.
Etli bitkiler önce kaynar suya ya da alkole tutulursa daha kolay kurur. Haşhaşgillerdin olan bitkilerin yaprakları kolay döküldüğünden, bunları düz ve kalınca kartonlar arasına koyarak kurutmak gerekir.
Kurutma presleri güneşli, rüzgarlı yerlerde tutulursa içinde bitkilerin kuruması daha kolay olur. Kapalı ve nemli havalarda ocak ya soba yanında kurutma yapılabilir. Kurutmaya bırakılan bitkilerin kağıtları ilk günler daha çok değiştirilmelidir. Çıkarılan çok ıslanmış kağıtlar, kurutularak tekrar kullanılabilir.



HERBARYUM KURMA

Kurumuş olan bitkiler 28-42 cm boyutlarındaki kartonlara tutturulur. Tutturma zamklı kağıt şeritlerle yapılabildiği gibi plastik bantlarla da yapılabilir. Kurumuş bitkiler, ince kağıtlara tutturulursa, alınıp konulurken çabuk kırılır. Bitkinin yapıştırıldığı kartonların sağ ya da sol alt köşesine sınıf, familya, bitkinin Türkçe ve Latince adı, bulunduğu yer ve tarih yazılı olan etiket yapıştırılmalıdır.
Her karton, üzerindeki bitki türü ile birlikte bir yüzü 30-45 cm boyutlarında, ortadan ikiye katlanmış ambalaj kağıtları arasına konulur. Her familya için 30-45 cm boyutlarında karton dosya hazırlanır. Bir familyanın bütün örnekleri bir dosya kağıdına sığmıyorsa, ikinci bir karton dosya hazırlanır, artanlar ona konur. Böylece bitkiler adlandırmaya hazır duruma gelmiş olur. Adı bilinmeyenler varsa, aynı bitkiden iki tanesini iki ayrı kartona yapıştırırız. Her iki kartona da aynı numarayı yazarız. Bitkilerden birini kendimizde bırakırız, diğerini bu işle uğraşan kurumlara göndeririz. Kurumların gönderdiği numaranın karşısına yazdığı adı kendimizdeki kartona yazarız. Koleksiyonlar ayrı bir odada, bu iş hazırlanmış dolaplarda saklanmalıdır. Dolaplar ve oda zararlılara karşı korunmalıdır.

Hazırlayan:Yasemin Angin

ÇİÇEKLİ BİTKİLERDEN BAZILARININ YETİŞTİRİLMESİ

ÇİÇEKLİ BİTKİLERDEN BAZILARININ YETİŞTİRİLMESİ

Burada daha çok laboratuar çalışmalarında kullanılacak bitkilerin yetiştirilmesi ele alınacaktır. Evde ve okulun bir köşesinde saksılarda yetiştirilecek örnekler üzerinde durulacaktır.

SAKSILARIN HAZIRLANMASI

Bitkileri yetiştirmede en kullanışlı saksılar topraktan yapılmış olanlardır. İçi sırlı kaplar ve vazolar bitkileri yetiştirilmede kullanılmamalıdır. Bitkilerin kökleri de havaya gereksinim duyarlar. Topraktan yapılmış ve içi sırlanmamış saksıların çeperlerinden kökler için gerekli hava girebilir. Adı geçen saksılar bu yönden yararlı ve kullanışlıdır.
Bitkiler dikilmeden önce saksının dibindeki delik üzerine bir kiremit parçası konur. Sonra bunun üzerine ince kum taneleri ve küçük kiremit kırıkları yerleştirilir. daha sonra saksı toprağı doldurulmalıdır.
Saksılarda yetiştirilecek bitkilerin türüne göre istediği toprak çeşitleri de değişiktir. Bunun için bitkinin istediği besin maddelerini kapsayan toprağı, bazı toprakları birbirine karıştırarak elde etmek gerekir. Çeşitli toprakları karıştırarak elde edilen bu karışıma HARÇ denilir. En çok kullanılanı ve iyi sonuç vereni adi harçtır. Bunu şöyle hazırlamak mümkündür:

- 1 ölçü temiz kum
- 1 ölçü elenmiş çiftlik gübresi
- 1 ölçü bahçe toprağı
bunlar birbirine karıştırılır.

Özel harçlar ve kullanılabilecek toprak çeşitleri şunlardır :

1- Funda Toprağı : Fundalıklardaki bitki yapraklarının çürümesi sonucu oluşan topraktır. Rengi siyahtır ve humusça zengindir.

2- Kestane Toprağı :Yaşlı kestane ağaçlarının dal ve yaprak artıklarının çürümesinden oluşan kiremit renginde bir topraktır.

3- Yaprak Çürüntüsü : Çeşitli ağaç yapraklarının üst üste gelip çürümelerinden oluşan azot ve humusça zengin bir topraktır.

4- Komposto : Her türlü bitki artığı, yabani otlar, sebze sapları, eski saksı toprakları, mutfak artıkları ve çürüyebilecek her şey bahçedeki bir köşeye yığılarak çürümeye bırakılırsa komposto toprağı elde edilir.

5- Çiftlik Gübresi : Elenmiş olarak harçlara karıştırılabilir.

6- Kum: toprağın suyu geçirebilmesi için ince dere kumundan belli bir miktar harçlara karıştırılabilir.

7- Kırmızı Toprak : Demirce zengin olan topraktır.

8- Sarı Toprak : Killi topraktır. Suyu seven bitkilere verilecek harçlara karıştırılır.

9- Kömür Tozu : Odun ve kömür tozu harçlara karıştırılırsa bitkilerin toprak içinde kalan kısımlarının ölmesi önlenir.


SAKSI DEĞİŞTİRME

Bitkiler zamanla büyüyüp gelişeceklerinden bulundukları saksı ve toprak kendilerine yetmez. Bu bakımdan saksı ve toprak yılda bir kez değiştirilmelidir. Saksı değiştirilmeden bir iki gün önce toprak sulanmalıdır. Böylece toprak bitki saksıdan çıkarılırken dağılmaz. Sonra saksı, içindeki bitki ile birlikte baş aşağı çevrilir. Bitki gövdesi sol elin iki parmağı arasına alınır. Öteki üç parmakla saksı toprağı tutulur. Saksı sağ el ile tutularak bir yere hafif hafif vurulur. Böylece bitki toprağı ile birlikte ve kökleri kopmadan kalıp gibi saksıdan çıkarılmış olur. Yeni saksının deliği kiremit parçası ile kapatılıp dibine ince bir tabaka halinde kum ve çakıl yerleştirilir. toprağı ile çıkmış olan bitki yeni saksıya oturtulur. Etrafta kalan boşluklar yeni harçla doldurulur. Bitkinin eski toprağının üstünden biraz alınarak yerine yeni hazırlanmış harçtan konur.


BİTKİLERİN BAKIMI

Bitkilere çok su vermek iyi değildir. Saksı toprağı ne çok kuru, nede çok ıslak olmamalıdır. En iyi su verme şekli saksıları içinde su bulanan bir kap içine batırıp 10 dakika bekletmektir. Böyle yapıldığında bitkinin 4-5 günlük su gereksinimi karşılanmış olur.
Saksıları kalorifer radyatörleri üzerine koymamak gerekir. Onları pencereye de çok yakın koymak uygun değildir. Çünkü pencerelerden kışın soğuk sızar.
Zaman zaman bitkilerin yaprakların alt yüzeylerini incelemek gerekir. Eğer böcek görülürse bu yapraklar ve böceklerin bulunduğu kısımlar sabunlu su ile yıkanmalı , ılık suya batırılmış bezle bu kısımlar silinmelidir. Bitkiler zamanla saksıdaki toprağın besinini tüketeceklerdir. Harcanmış olan besinleri toprağa ancak gübreler verebilir. Kullanılabilecek besin maddeleri, çiftlik gübresinde kuş ve tavuk gübrelerinde, kemik tozunda, hayvan kanında bol bulunur. Bu tür gübreler suda eriyebildiklerinden bitkiler tarafından kolayca alınabilirler. Gübre saksıya verilmeden önce bitki sulanmalıdır. Gübreler önce yağmur suyunda eritilip bu su ile bitkiler sulanır. Çiçekli bitkiler tomurcuk vermeye başladıkları zaman, üç hafta süreyle, haftada bir kez gübrelenmelidir. Gelişmiş bitkilere de Mayıs ayında başlamak üzere 15 günde bir kez olmak üzere dört kez gübre vermek iyi olur. Tohumdan yeni çıkmış fidanlar yapay gübre istemez.

TOHUMLARI ÇİMLENDİRME

Bitki tohumları ekilmeden yada çimlendirilmeden önce su içine konup birkaç saat bekletilmelidir. Bir cam kabın dibine hafif ıslatılmış süzgeç kağıtları yada kum konulur. Islak tohumlar bu kağıtlar üzerine yerleştirilir ve kabın ağzı bir cam kapakla örtülür. Kap orta ışık alan bir yere konulursa tohumlar kolayca çimlenebilir. Eğer çok sayıda tohum çimlendirilmek isteniyorsa şu yöntem daha kullanışlıdır :
Bir tahta sandık içine ince ağaç talaşı doldurulur. Üzerine su dökülerek talaş iyice ıslatılır. Sonra daha önceden duya konulmuş tohumlar talaş içine gömülür. Burada kısa zamanda çimlenme görülebilir. Açık tohumlu bitkilerin tohumları iki hafta ile birkaç ay içinde çimlenebilir. Turp ve hardal tohumları 24 saatte, fasulye, bezelye mısır, kabak, hintyağı tohumları da bir iki günde çimlenebilir.



DENEYLERDE KULLANILACAK BAZI BİTKİLERİN YETİŞTİRİLMESİ


Yazlık Bir Yıllık Bitkiler

1- Petunya- Tütün Çiçeği ( Petunia )
Bu bitkinin yaprakları tütün yaprağına benzer. Pembe, kırmız, mavi, mor, beyaz renkli olanları vardır. Çiçekler tek kat yada katmerli olabilir. Kumlu killi ve gübreli toprakları sever. Tohumlar Nisan, Mayıs aylarında saksılara ekilebilir. Üremesi tohumla veya çelikledir. Çelikler Ağustos ayı içinde alınabilir. Kum – funda karışımı toprakta çimlendirildikten sonra asıl yerine dikilebilir.

2- Latin Çiçeği ( Tropaeolum )
Çiçekleri çeşitli renklerde olup kokuludur. Katmerli ve katmersiz çeşitleri vardır. Humuslu, killi ve bol gübreli toprakları severler. Yarı gölge yerlerde iyi yetişirler. Tohumla ürerler. Tohumlar Nisan Mayıs ayında saksılara ekilebilir.


Kışlık Bir Yıllık Bitkiler

3- Şebboy ( Cheiranthus )
Katmerli, katmersiz, güzel kokulu çiçekleri vardır. Bol gübreli olan her çeşit toprakta iyi yetişirler. Tohumla üretilir. Tohumlar Ağustos Eylül aylarında ekilir. Güneşli yerde iyi yetişir.



İki Yıllık Bitkiler

4- Aslanağzı ( Antirrhinum)
Bu bitkiye dilber dudağı, balık ağzı gibi adlarda verilir. Çiçekleri renklidir. Toprak seçmez bol gübreli her toprakta yetişir. Tohum ve çelikle üretilebilir. Çok güneş sevmezler, gölge yerlerde iyi yetişirler. 2-3 yıl aynı yerde kalabilir.



Soğanlı Bitkiler

5- Lale ( Tulipa )
Çok çeşitlidir. Kumlu, killi, fundalı, hümüslü topraklarda iyi yetişir. Gölgeyi ve rüzgarlı yerleri hiç sevmez. Soğanla ve tohumla üretilir. Dikerken soğanların tabla kısmının alta gelmesine dikkat edilmelidir.


Yumrulu Bitkiler

6- Yıldız (Dahlia )
Her tür toprakta yetişebilir. Kumlu, hümüslü ve fundalı topraklarda iyi yetişir. Tohumla ürediği gibi çelikleme de yapılabilir. Bu bitkiyi yumruları ile de üretebiliriz.



Çiçek Açan Bir Salon Bitkisi

7- Sardunya ( Geranium- Pelargonium)
kireçli toprakların dışında her türlü toprakta yetişebilir. Saksılarına funda, kum, doğal gübre ve bahçe toprağının aynı oranlarda karıştırılmasından oluşan harç konulursa bitkinin gelişmesi daha iyi olur. Tohum ve çelikle ürer. Tohumlar Mayıs ayında saksıya pek derin ekilmemelidir.

Yasemin Angin


BİTKİLER VE ÖZELLİKLERİ

BİTKİLER



*Bitki hücrelerinde hayvan hücrelerinden farklı olarak hücre zarının dışında selülozdan yapılmış bir hücre çeperi vardır. Hücre yapısı köşelidir.

*Plastid içerirler.

*Kofulları büyük ve azdır.

*Sentrozom organelini bulundurmazlar.

*Bitki hücresi bölünürken ara lamel oluşturarak sitoplazma bölünmesini gerçekleştirir.

*Bitkiler pasif olarak yer değiştirirler.Saksı bitkisinin ışığa yönelmesi pasif yerdğiştirme yani fototropizmadır.

*Kloroplast bulunduğundan fotosentez yapan , kendi besinini kendi üreten ototrof canlılardır.

*Yer değiştirme ( hareket) yetenekleri yoktur.

*Yapılarında bitkisel karbonhidrat olan nişasta depolanır.



Çiçeksiz ve çiçekli bitkiler olmak üzere iki bölüme ayrılırlar.



Çiçeksiz Bitkiler( Tohumsuz Bitkiler)



*Çiçek ve Tohum gibi yapıları bulunmaz.

*Üremeleri eşeysiz veya döl almaşı ile gerçekleşir.

*Su ve kara yosunlarında gerçek kök , gövde , yaprak ve iletim demeti bulunmaz.

*Eğrelti otları , at kuyruğu , kibrit otları gibi gruplarında iletim demetleri bulunur.



Çiçekli Bitkiler( Tohumlu Bitkiler)

*Üreme organları çiçektir.

*Üremeleri çiçeklerde oluşan tohumlarda gerçekleşir.

*Bunun yanında bir çok tür eşeysiz olarak çoğalabilir.(Vegetatif üreme)

*Gerçek kök, gövde ve yaprak bulunur.

*İletim demetleri gelişmiştir.



Çiçekli bitkiler kendi aralarında 2 gruba ayrılırlar.

1. Açık Tohumlular

2. Kapalı Tohumlular



AÇIK TOHUMLULAR

*Çok yıllık bitkilerdir

*İğne yapraklı ağaçlar bu gruba girer.

*Erkek ve dişi organ genellikle farklı çiçek üzerinde bulunur.

*Tohum ovaryum tarafından örtülmemiştir.

*Bu nedenle açık tohumlular olarak adlandırılır.

*Çenek sayısı değişkendir.



KAPALI TOHUMLULAR

*Tohum meyva içinde bulunur.

*Bu nedenle tohum ovaryum tarafından örtülmüştür.

*Çok yıllık veya tek yıllık türleri vardır.



*Tohumlarında bir çenek bulunduranlara tek çenekli bitkiler denir. Örneğin muz,lale, soğan, buğday bu gruba girer.

*Tohumlarında iki çenek bulunanlara çift çenekli bitkiler denir. Örneğin ; asma, gül , kabak bu gruba girer.



*Tohumlu bitkilerden canavar otu klorofil sentezleyemediğinden diğer bitkiler üzerinde tam parazit olarak yaşar.


BİTKİSEL DOKULAR



BÖLÜNÜR DOKULAR(MERİSTEM DOKU)



*Bitkilerde ilk oluşan doku çeşididir.

*Kök, gövde, yaprak, yan sürgün uçlarında bulunur.

*Sürekli mitoz bölünme ile çoğalarak, bitkinin enine ve boyuna büyümesini sağlarlar.

*Dokuyu oluşturan hücreler küçük,çekirdekleri büyük, sitoplazmaları boldur.

*Hücre çeperleri ince, kofulları küçük ve az sayıdadır.

2’ye ayrılırlar.



1. BİRİNCİL BÖLÜNÜR DOKULAR

MERİSTEM DOKU

*Bitkinin kök ve gövde ucunda bulunur.

*Boyuna uzamayı sağlar

*Bu bölgeler büyüme noktaları denir

*Büyüme noktaları kökte kaliptra , gövde de ise genç yapraklar tarafından korunur.

Kaliptra zedelendiğinde ,iç kısımlardaki bölünür dokular çoğalarak kaliptrayı onarır.

2. İKİNCİL BÖLÜNÜR DOKU

Bölünmez dokuların hormonların etkisi ile tekrar bölünebilme yeteneği kazanması ile oluşur.

Kökte , kök kambiyumu, gövde de mantar kambiyumu adını alır.




BÖLÜNMEZ DOKULAR(DEĞİŞMEZ DOKULAR)

Bölünür dokuların farklılaşması sonucu oluşmuş ve hücreleri bölünme yeteneğini kaybetmiş doku çeşididir.Hücreleri genellikle büyüktür.

Değişmez dokuların bazı hücreleri ölü olup ( odun boruları) içleri su veya hava ile doludur.

5 gruba ayrılır.



1. TEMEL DOKU (PARANKİMA)

Hücreleri canlıdır.Diğer doku ve organların arasını doldurur.

Canlı hücrelerin arası sitoplazma ile doludur.

a. Özümleme Parankiması

Yeşil bitkilerde yaprak ve genç gövde de bulunur.Hücrelerinde bol kloroplast olduğu için fotosentezde görev yapar.

b. Havalandırma Parankiması

Genellikle bataklık ve su bitkilerinde , kök ve gövde de bulunur.Hücreler arasında biriktirilen hava solunum olayında kullanılır.

c. İletim Parankiması

Özümleme parankiması ile iletim dokusu arasında bulunur. Madde taşınmasını sağlar.

d. Depo Parankiması

Kök, gövde, tohum, meyva kısımlarında bulunur.Su ve besin depolar.



2. KORUYUCU DOKU

Kök, gövde, yaprak ve meyvaların üstünü örter.Kalın çeperli ve klorofilsizdir.Kara bitkilerinde su kaybını engeller.

a. Epidermis

Tek sıra hücrelerden oluşur.Kökte emme, sarmaşıkta tutunma, ısırgan otunda savunma tüylerini oluşturur.Bazılarında dış çeper kalınlaşarak KÜTİKÜLA yı oluşturur. Kütiküla su kaybını engeller.Yaprak ve gövdede farlılaşarak gözenekleri(stoma) oluşturur.

b. Mantar Doku

Çok yıllık bitkilerde kök gövde üzerinde bulunur. Hücreleri ölüdür.Hücreler su geçirmez hava doludur.Mantar doku gövde ile yaprak sapı arasında oluştuğunda gövdeden yaprağa madde geçişine engel olur. Yaprak dökümü gerçekleşir.



3. DESTEK DOKU

Bitkilere şekil ve destek veren dokudur. Çok yıllık bitkilerde iletim demetleri, otsu bitkilerde turgor basıncı desteklik işine yardımcı olur.

Pek doku: Bitkinin gövde , yaprak ve yaprak sapında görülür. Canlı hücrelerden oluşur.

Sert Doku:Çekirdek ve sitoplazma kaybolmuştur. Fındık, ve ceviz kabuğunda , ayva ve armutun çekirdeğine yakın kısımlarında sert dokudan oluşan taş hücreleri bulunur.



4. İLETİM DOKU

Damarsız bitkiler dışında karada yaşayan bütün bitkilerde görülür.Su ve organik madde taşınmasında görevlidir.

Odun Boruları: Madde taşıması tek yönlüdür. Emici tüyler ile alınan su ve mineraller bitkinin diğer organlarına taşınır.

Soymuk Boruları :Tek sıra halinde üst üste dizilmiş canlı hücrelerden oluşur.Fotosentez ürünleri bitkinin diğer organlarına taşınırken, köklerde sentezlenen aminoasitlerde yapraklara taşınır. Madde taşıması iki yönlüdür.Hücreler canlı olduğundan madde taşınması daha zordur.



5. SALGI DOKU

Canlı hücrelerden oluşmuştur.

a. Hücre içi salgılar: Salgılar hücre içinde biriktirilir.İçleri salgı ile dolu kalır .Portakal kabuğundaki eterik yağ salgısı bu şekilde oluşur.

b. Hücre dışı salgılar: Salgı hücrede oluşturulur. Daha sonra hücre dışına atılır.Koku ve bal özü oluşturan hücrelerle , böcekçil bitkilerdeki sindirim enzimleri bu tip salgılardır.

c. Salgı Boruları: Bir ya da birkaç salgı hücresi uzayarak salgı borusu halini alır. Reçine içeren salgılar mikroorganizmalardan korunmayı sağlar. Böcekçil bitkilerdeki salgılar sindirim enzimi içerir. Sütleğendeki zehirli salgılar bitkinin hayvanlar tarafından yenilmesini engeller.





BİTKİ ORGANLARI



KÖK: Bitkiyi toprağa bağlayan , topraktan su, mineral, mdensel tuzları alan yapıdır.

a. Kazık Kök: Ana kökten çıkan yan köklerle oluşu. Ör: ebegümeci

b. Saçak Kök: Tek yıllık bitkilerde görülür. Kökler aynı bölgeden çıkar.Ör: Mısır, soğan

c. Depo Kök: Kazık köklerin besin depo etmesi ile oluşur. Havuç

d. Tutunucu Kök: Gövdenin tutunmasını sağlar. Sarmaşık.

e. Hava Kökleri: bataklık bitkilerinde görülür.

f. Sömürge Kökler: Parazit bitkilerin, üzerindeki bitkinin özsuyunu almak üzere özelleşmiş kökleridir.





GÖVDE: Toprak üstünde bulunan dal, yaprak, çiçek, meyve gibi kısımları üzerinde taşıyan bölümdür.Çok yıllık bitkilerde bulunan sert ve sağlam yapılı gövdeler odunsu gövde, mevsimlik veya birkaç yıllık bitkilerde görülen gövdelere ise otsu gövde denir.

a. Yumru Gövde: Toprak altında bulunur. Besin depolar.Kök bulunmaz. 1 yıllıktır. Patates

b. Depo Gövde: Etli ve su deposu halindedir.Su kaybını önlemek amacıyla yaprakla iğne şeklindedir.. Kaktüs

c. Yassı Gövde: Gövde kısalarak yassılaşmıştır.Lahana, marul

d. Sürünücü Gövde: Zayıf yapılı etrafa tutunarak toprak yüzeyinde yayılır.Karpuz,çilek

e. Sarılıcı Gövde: Bitki gövdelerine sarılarak yükselir. Asma





YAPRAK: Yüzeyleri geniş, zengin damarlanma gösteren organdır.Büyümeleri sınırlıdır. Fotosentez organıdır.

Yaprağın Kısımları:

a. Yaprak sapı: Her bitkide bulunmayan yaprağı dala bağlayan kısımdır

b. Yaprak Kını:Yaprağın dala bağlandığı geniş kısımdır.dalla kın arasında tomurcuk bulunur.

c. Yaprak Ayası: Yaprağın geniş yassı kısmıdır.



ÇİÇEK: Çiçekli bitkilerde eşeyli üremenin gerçekleştiği organdır.

Erkek ve dişi organların beraber bulunduğu çiçeğe tam çiçek, eşey organlarından birine sahip olan çiçeğe eksik çiçek denir.

Erkek organlar bir çiçeğin üzerinde çok sayıda bulunurlar.Sapçık ve başçık kısımlarından oluşur. Başçık kısmında polen keseleri bulunur.Polen keselerinde polen ana hücreleri bulunur.Polen ana hücrelerinden polenler oluşur.

Dişi organlar, çiçeğin tam ortasında bulunur.Dişi organ; yumurtalık,dişicik borusu, dişicik tepesinden oluşur.

Üreme hücreleri döllenerek tohum ve meyvayı oluşturur.



Meyveler 2 şekilde sınıflandırılır.

1. Meyve oluşumuna katılacak yumurtalık sayısına göre:



a. Basit Meyve: Bir tek yumurtalığın gelişmesi ile oluşan meyvelerdir. Kayısı, şeftali,kiraz

b. Bileşik Meyve: Meyve oluşumuna çok sayıda yumurtalık katılır. Dut, çilek,böğürtlen



2. Meyvenin içerdiği su miktarına göre :



a. Sulu meyveler: Yapısında su oranı fazla olan meyvelerdir. Domates, kabak, erik

b. Kuru meyveler : Su oranının az olduğu meyvelerdir. Fındık, buğday, haşhaş


BİTKİSEL DOKULAR

BİTKİSEL DOKULAR



Şekil ve yapı bakımından benzer olan aynı görevleri yapan hücrelerin meydana getirdiği topluluğa doku denir.Dokuları inceleyen bilim dalına Histoloji denir.

Dokular ikiye ayrılır:

1.Bitkisel dokular

2.Hayvansal dokular

Bitkisel dokuların sınıflandırılması





Sürgen (Meristem) Doku:

Bitkilerde bölünme yeteneği sürekli olan dokudur. Sürekli bölünerek değişmez dokuları oluşturur.Bu doku bitkinin uzamasını ve kalınlaşmasını sağlar.

Birincil Meristem :

Kök gövde ve dal uçlarında bulunur.Boyuna büyümeyi sağlar.

İkincil meristem(Kambiyum) :

Bu doku değişmez doku hücrelerinin bölünme yeteneği kazanmasıyla gelişir. Bitkinin enine kalınlaşmasını sağlar.

Değişmez dokular:

Birincil ve ikincil meristem doku hücrelerinin gelişme ve farklılaşmasından oluşur. Değişmez dokuları meydana getiren hücreler, bölünebilme özelliğini kaybeder.

Değişmez dokular yapı ve görevlerine göre gruplandırılır:

1.Parankima dokusu:

Bitkilerdeki diğer doku ve organların arasını doldurur. İşlevlerine göre özümleme parankiması, havalandırma parankiması ve depo parankiması olarak üç gruba ayrılır.

2.Koruyucu doku :

Bitkilerde kök , gövde ve meyvelerin üzerini örter. Hücre çeperi kalındır. İki gruba ayrılır.

a-Epidermis:

Bitkinin genç bölgelerinin ve yapraklarının üzerini örten tek tabakalı bir dokudur.Üzerinde kutikula tabakası vardır.Bu tabaka kurak bölge bitkilerinde su kaybını önler.Epidremis hücreleri faklılaşarak tüyleri ve stomaları oluşturur.

Stomalar yaprağın alt yüzeyinde bulunur. Bitkinin gaz alışverişini ve terleme yoluyla yapısındaki su miktarını düzenler.

b-Periderm

Çok yıllık bitkilerde kök ve gövdenin üzerini örter.Peridermde epidermisdeki stomaların yerini kovucuk(lentisel) alır.

3. İletim dokusu:

Bitkilerde madde taşınmasını gerçekleştirir. İletim dokusu ikiye ayrılır.

a-Odun borusu (ksilem):

Oluştuktan sonra hücreleri canlılığını kaybeder.Bu borular kökten yaprağa doğru su ve madensel tuzları taşır.

b-Soymuk boruları(floem):

Canlı hücrelerden oluşmuştur.Soymuk borusu fotosentezle üretilen besinlerin köke doğru iletimini sağlar.

4.Destek doku:

Bitkinin yapısının korunmasını sağlar. Çok yıllık bitkilerde gövdeyi dayanıklı duruma getirir.Bir yıllık bitkilerde destek doku bulunmaz.destek doku iki çeşittir.

a-Pek doku:

Büyümekte olan genç bitkilerde yer alan canlı bir dokudur,hücre çeperi kalındır.

b-Sert doku

Sitoplazma ve çekirdekleri yoktur. Yuvarlak ve köşeli hücrelerine “taş hücreleri” denir.Armut ve ayvada bulunur.

5.Salgı doku:

Bol sitoplazmalı ve büyük çekirdekli canlı hücrelerden oluşur.Oluşturdukları salgılar bitkiyi çürümekten korur, tozlaşmayı kolaylaştırır ve bitkiyi dış etkilere karşı korur.


Bitkiler ve Yapıları

Bitkiler ve Yapısı


Şekil ve yapı bakımından benzer olan aynı görevleri yapan hücrelerin meydana getirdiği topluluğa doku denir.Dokuları inceleyen bilim dalına Histoloji denir.

Dokular ikiye ayrılır:

1.Bitkisel dokular

2.Hayvansal dokular

Şekil ve yapı bakımından benzer olan aynı görevleri yapan hücrelerin meydana getirdiği topluluğa doku denir.Dokuları inceleyen bilim dalına Histoloji denir.



Bitkisel dokuların sınıflandırılması

BİTKİSEL DOKULAR (İkiye ayrılır)

Sürgen (Meristem) Doku:

Bitkilerde bölünme yeteneği sürekli olan dokudur. Sürekli bölünerek değişmez dokuları oluşturur.Bu doku bitkinin uzamasını ve kalınlaşmasını sağlar.

1.Birincil Meristem :

Kök gövde ve dal uçlarında bulunur.Boyuna büyümeyi sağlar.

2.İkincil meristem(Kambiyum) :

Bu doku değişmez doku hücrelerinin bölünme yeteneği kazanmasıyla gelişir. Bitkinin enine kalınlaşmasını sağlar.

Değişmez dokular:

Birincil ve ikincil meristem doku hücrelerinin gelişme ve farklılaşmasından oluşur. Değişmez dokuları meydana getiren hücreler, bölünebilme özelliğini kaybeder.

Değişmez dokular yapı ve görevlerine göre gruplandırılır:

1.Parankima dokusu:

Bitkilerdeki diğer doku ve organların arasını doldurur. İşlevlerine göre özümleme parankiması, havalandırma parankiması ve depo parankiması olarak üç gruba ayrılır.

2.Koruyucu doku :

Bitkilerde kök , gövde ve meyvelerin üzerini örter. Hücre çeperi kalındır. İki gruba ayrılır.

a-Epidermis:

Bitkinin genç bölgelerinin ve yapraklarının üzerini örten tek tabakalı bir dokudur.Üzerinde kutikula tabakası vardır.Bu tabaka kurak bölge bitkilerinde su kaybını önler.Epidremis hücreleri faklılaşarak tüyleri ve stomaları oluşturur.

Stomalar yaprağın alt yüzeyinde bulunur. Bitkinin gaz alışverişini ve terleme yoluyla yapısındaki su miktarını düzenler.

b-Periderm

Çok yıllık bitkilerde kök ve gövdenin üzerini örter.Peridermde epidermisdeki stomaların yerini kovucuk(lentisel) alır.

3. İletim dokusu:

Bitkilerde madde taşınmasını gerçekleştirir. İletim dokusu ikiye ayrılır.

a-Odun borusu (ksilem):

Oluştuktan sonra hücreleri canlılığını kaybeder.Bu borular kökten yaprağa doğru su ve madensel tuzları taşır.

b-Soymuk boruları(floem):

Canlı hücrelerden oluşmuştur.Soymuk borusu fotosentezle üretilen besinlerin köke doğru iletimini sağlar.

4.Destek doku:

Bitkinin yapısının korunmasını sağlar. Çok yıllık bitkilerde gövdeyi dayanıklı duruma getirir.Bir yıllık bitkilerde destek doku bulunmaz.destek doku iki çeşittir.

a-Pek doku:

Büyümekte olan genç bitkilerde yer alan canlı bir dokudur,hücre çeperi kalındır.

b-Sert doku

Sitoplazma ve çekirdekleri yoktur. Yuvarlak ve köşeli hücrelerine “taş hücreleri” denir.Armut ve ayvada bulunur.

5.Salgı doku:

Bol sitoplazmalı ve büyük çekirdekli canlı hücrelerden oluşur.Oluşturdukları salgılar bitkiyi çürümekten korur, tozlaşmayı kolaylaştırır ve bitkiyi dış etkilere karşı korur.



Bitkilerin hücre, doku ve organlardan oluşan düzenli yapısı
Bütün canlılar hücrelerden oluşmuştur. Hücreler dokuları dokularda organları oluşturmuştur. Çevremizdeki canlılardan olan bitkilerde bu yapıdadır. Bitkileri inceleyen bilim dalına botanik denir.Bitkiler bazı özelliklerine göre farklılık gösterirler. Bitkileri iki ana gurupta incelemek mümkündür.

1.Çiçekli bitkiler

2.Çiçeksiz bitkiler



Bir bitkiyi incelediğimizde aşağıdaki yapıları görürüz.

1.Bitkinin toprak altında kalan kısmı olan kök.

2.Diğer organları taşıyan gövde.

3.Gövde üzerindeki yapraklar.

4.Renkli yapraklardan oluşan çiçek.



Bitkinin toprakla ilişkisini kuran kök



Genellikle toprağın altında kalan ve bitkiyi toprağa bağlayan kısımdır. Kök, bitkinin beslenmesi için gerekli su ve suda çözünmüş madensel tuzları topraktan emerek alır.

Kök, ana kök, yan kökler ve emici tüyler olmak üzere 3 kısımdan oluşur.

Ana kök : Her bitkide bir tane bulunur. Bitkinin toprağa sıkıca bağlanmasını sağlar.

Yan kökler : Ana kökten yanlara doğru uzanan çok sayıdaki köklerdir. Bitkinin topraktan çıkmasını önler. Yan kökler suyun olduğu yöne doğru ilerleyerek bitkinin suyu almasına yardımcı olur.

Emici tüyler : Yan köklerin uç kısımlarındaki tüysü yapılardır. Topraktan su ve madensel tuzları emerler. Ayrıca salgıladıkları asitli maddelerle kökün önüne gelen taş, kaya gibi sert engelleri parçalayarak eritirler.

Kök, yapı ve görevlerine göre kazık kök, saçak kök ve depo kök olmak üzere 3 çeşittir.

Kazık kök : Ana kök iyi gelişmiş, kalınlaşmış ve toprağın içine doğru uzanmıştır. Yan kökler ise ana köke bağlı ve fazla gelişmemiştir. Ebegümeci, fasülye, havuç, lahana, bakla, bamya, gelincik ve büyük ağaçların kökleri kazık köktür.

Saçak kök : Ana kök fazla gelişmemiş ve yan köklerle aynı kalınlıktadır. Gövdenin kökle birleştiği yerden hemen hemen aynı uzunlukta çok sayıda yan kökler çıkmıştır. Soğan, buğday, mısır, çilek, çimen, arpa, ayçiçeği ve sarımsak gibi bitkilerin kökleri saçak köke örnektir.







Depo kök : Ana kök aşırı gelişerek yedek besin depo edebilecek duruma gelmiştir. Yan kökler, ana kökten çıkmış ve oldukça ince görünümdedir. Turp, havuç, şeker pancarı ve şalgam kökleri depo kök olup yedek besin depo ederler. Ayrıca salep bitkisinin yan kökleri yedek besin depo eder.

Ayrıca bataklık bitkilerinde dik durmayı sağlayan destek kök ve bitkinin hava almasını sağlayan hava kökleri bulunur.

Çiçekli bir bitkinin diğer bir organı da gövdedir. Bitkinin genellikle toprak üstünde bulunan dal, yaprak, çiçek ve meyve gibi yapılarını taşıyan organıdır. Gövde, içindeki iletim boruları sayesinde topraktan alınan su ve madensel tuzları yapraklara, yapraklarda oluşan besin maddelerini de köke kadar iletir. Ayrıca bitkinin dik durmasını ve yaprakların güneşten en iyi şekilde yararlanmasını sağlar. Tomurcuk,yaprak,çiçek ve meyveyi taşır. Köklerden gelen suyu yapraklara kadar iletmekle görevlidir.



GÖVDE ÇEŞİTLERİ



ODUNSU GÖVDE: Ağaç gibi çok yıllık bitkilerde sert ve sağlam gövdeleridir. Örnek:Çam, kavak, elma, söğüt odunsu gövdedir.



OTSU GÖVDE:Bir yıllık bitkilerin ince,zayıf ve yeşil renkli gövdeleridir. Örnek: Sebzeler, buğday. Çimen otsu gövdedir.





YUMRU GÖVDE: Besin depo edilen ve toprak altında bulunan gövdedir. Örnek: Patates ve yer elması.



SÜRÜNGEN GÖVDE:Toprak üzerinde dik durmayan, sürünen gövdedir. Örnek: Karpuz ve çilek.





SARILGAN GÖVDE:Sarmaşık, asma ve fasulye gibi bitkilerin gövdesi bu tiptir.



YASSI GÖVDE:Lahana,marul,soğan ve sarımsak gibi bitkilerin gövdesi yassı gövdedir.



DEPO GÖVDE:Kaktüs gibi hücrelerinde su depo eden gövdelerdir.

YAPRAK
Bitkinin solunum ve besin yapmakla görevli organı yapraklardır. Yaprağın geniş ve yassı kısmına “yaprak ayası”, dala veya gövdeye bağlandığı kısmına “yaprak sapı”, yaprak sapının biraz genişleyerek gövde veya dala bağlanan ucuna “yaprak kını” , yaprak kını ile dal arasındaki kısma “tomurcuk” , yaprak ayasında iletimi sağlayan iletim borularına “damarlar” denir.

Yaprak ayası tek parçalı olan yapraklara “basit yaprak”, yaprak ayası çok parçalı olan yapraklara ise “bileşik yaprak” denir.

Yapraklar ayalarına göre; oval (kayısı), yuvarlak (ayva), iğne (çam), şerit (buğday, mısır), spatül (söğüt) ve el ayası (asma, çınar)

Yapraklar kenarlarına göre; düz kenarlı, dişli kenarlı, bölümlü kenarlı ve parçalı kenarlı

Yapraklar damarlarına göre; telek damarlı, el tarağı damarlı ve paralel damarlı

Yapraklar dizilişlerine göre; sarmal, karşılıklı ve halkalı

Yaprağın Görevleri :

1. Fotosentez yoluyla besin yapar.

2. Alt kısımlarındaki gözeneklerden (stoma) solunum yapar.

3. Terleme yoluyla fazla suyu dışarı atar.

4. Yaprak dökülmesi sayesinde zararlı maddelerin dışarı atılmasını sağlar.

ÇİÇEK
Çiçekli bitkilerin üreme organları çiçektir. Çiçek, tohumlar vasıtasıyla yeni bireylerin oluşmasını ve bitkinin devamını sağlar.

Tam bir çiçekte; çiçek sapı, çiçek tablası, çanak yaprak, taç yaprak, erkek ve dişi organlar vardır. Çiçek sapı çiçeği dala bağlar, çanak yaprak, taç yaprak, erkek ve dişi organlar dıştan içe doğru sırayla dört halka şeklinde çiçek tablası üzerine dizilirler.

Erkek organ, ipçik denilen bir sap ile başçık denilen şişkin bir kısımdan meydana gelmiştir. Başçıkta, içinde erkek üreme hücreleri (polen) bulunan çiçek tozu keseleri bulunur. Polenler olgunlaşınca keseler çatlar ve polenler etrafa yayılır.

Dişi organ, yumurtalık, dişicik borusu ve tepecik olmak üzere üç kısımdan oluşur. Yumurtalıkta çok sayıda dişi üreme hücresi (yumurta) bulunur. Dişicik borusu, tepeciği yumurtalığa bağlayan dar kısımdır. Tepecikte çiçek tozlarının yapışmasını sağlayan yapışkan bir sıvı bulunur.

Erkek ve dişi organı bir arada bulunduran bitkilere “bir evcikli” , erkek ve dişi organları ayrı bulunduran bitkilere de “iki evcikli” bitki denir. Meşe, mısır, çam, kestane ve fındık bir evcikli, söğüt, antep fıstığı, kenevir ve kavak iki evcikli bitkilerdir.

Erkek organın başçığındaki polenlerin dişi organın tepeciğine taşınması olayına “tozlaşma” denir. Polenlerin rüzgar, su, böcekler ve kuşlar vasıtasıyla taşınması sonucu oluşan tozlaşmaya “doğal tozlaşma” , insan eliyle yapılan tozlaşmaya da “yapay tozlaşma” denir.

Tozlaşma sonucu dişi organın tepeciğine gelen erkek üreme hücreleri buraya yapışarak dişicik borusu boyunca uzantı oluşturur. Bu uzantı içindeki hücrelerden biri aşağı yumurtalık içine düşerek dişi üreme hücresi ile birleşir. Bu olaya “döllenme” denir. Döllenmiş yumurtaya “zigot” denir. Döllenmiş yumurta bölünerek “embriyo” yu meydana getirir. Zamanla embriyonun etrafında besince zengin canlı çenekler oluşur. Bu çeneklere “tohum” denir. Tohumun gelişerek etli ve sulu bir hal almasıyla “meyve” meydana gelir.

Döllenmeden sonra tohum taslağı tohumu, yumurtalık olgunlaşarak meyveyi oluşturur.Tohumu çevreleyen kısmına meyve adı verilir. Bir meyvenin yapısına çiçek tablası hatta çiçek sapı dahi katılır. Örneğin eriğin yediğimiz kısmı meyvedir.



Çimlenme


Tohum içinde embriyo ve besin maddesi bulunan yapıdır. Tohumdan bitki kökünün, gövdesinin ve yaprak ve çiçeklerin oluşmasına çimlenme denir.

Tohum çimlenirken gerekli besini çeneklerden alır. Tohumun çimlenebilmesi için uygun sıcaklık ve hava gerekir.

Buğday ve mısır gibi bitkilerin bir tana çeneği bulunur bunlara “tek çenekli bitkiler”, fasulye ve nohut gibi bitkilerde iki tane çenek yer alır bunlara da “iki çenekli bitkiler” denir.

Çimlenme esnasında tohumun yapısındaki besin kullanılır ve böylece yeni bir bitki oluşur.

Kara yosunları

Nemli yerlerde, ağaç kabukları ve toprak üzerinde görülen yeşil renkli küçük bir bitkidir. Küçük bir gövdeye ve köksü kısma sahiptirler. Damarsızdırlar. İnce saplarının ucunda bulunan spor keselerinin içindeki sporların olgunlaşarak keselerin çatlaması ile etrafa yayılması sonucu nemli yerlerde çimlenerek genç kara yosunu bitkisi oluşur. Bu şekilde eşeysiz üreme yaparlar. Ertesi yıl genç kara yosunu bitkisinin ince yapraklarının arasında oluşan erkek ve dişi üreme organlarındaki erkek ve dişi üreme hücrelerinin birleşmesi sonucu zigot oluşur. Zigot gelişimini tamamlayarak yeni bir karayosununu oluşturur. Bu şekilde üreme eşeyli üremedir. Kara yosununun hayatı boyunca bir eşeyli üremeyi bir eşeysiz üreme takip eder. Buna “döl değişimi” veya “döl almaşı” denir.

Eğrelti otları

En gelişmiş çiçeksiz bitkilerdir. Kök, gövde ve yapraklar bulunur. İletim boruları bulunduğundan damarlıdırlar. Eğrelti otları ormanlarda ağaç diplerinde, nemli yerlerde ve dere kenarlarında yetişirler. Eğrelti otlarında da döl almaşı görülür. Eğrelti otları geniş yapraklarının altında kahverengi spor keselerindeki sporların rüzgar veya başka etkilerle çevreye yayılıp çimlenmesiyle eşeysiz, sonra oluşan erkek ve dişi üreme hücrelerinin birleşmesiyle eşeyli ürerler.

Çiçekli bitkiler ile çiçeksiz bitkiler arsındaki farklar şunlardır ;

Doğal bir çevrede yaşayan canlıların birbirleriyle ilişkilerine ekosistem denir. Toprakta yaşayan küçük böcekler bitkilerle beslenir. Yılan ,kurbağa gibi hayvanlar ise hem böceklerle hem de bitkilerle beslenir. Bitkiler bir çok canlının enerji kaynağıdır.



Bitkiler fotosentez sayesinde havadaki oksijen ve karbondioksit dengesini düzenler. Ayrıca hava su toprak dengesinde rol oynar.



Erozyonu kökleri sayesinde önler. Mobilya kağıt sanayinde kullanılır.



Kirlilik çeşitleri

1. Hava kirliliği

2. Su kirliliği

3. Toprak kirliliği

4. Ses kirliliği

5. Radyasyon



Hava kirliliği havada çeşitli gazların birikmesi sonucu oluşur. Bu gazların bir katman oluşturması sera etkisi yaratır ve güneş enerjisinden yararlanmayı azaltır. Bitkilerde bundan ister istemez olumsuz yönde etkilenir.



Aynı şekilde çeşitli karbon gazları atmosferde birikerek su buharı ile bileşerek asitleri oluşturur. Bu asitler asit yağmurları halinde yere iner bitkilerin gelişimini olumsuz yönde etkiler.



Bitkiler çevredeki bütün kirlilik olaylarından olumsuz yönde etkilenir. Çevrenin temiz tutulması bitkiler açısından hayati önem taşır. Bu anlamda bitkiler korunmalı ve yaşatılmalıdır. Ancak bu şekilde temiz ve sağlıklı bir çevreye sahip olabiliriz.

Bugün 41 ziyaretçi (194 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol